54. KÜTÜPHANE HAFTASI “YENİ NESİL ÇOCUKLAR, YENİ NESİL KÜTÜPHANELER”

Ülkemizde Kütüphane Haftası etkinlikleri ilk olarak 23 Kasım 1964 tarihinde ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ev sahipliğinde başlamıştır. Bugüne kadar her yıl düzenli olarak kutlanmakta olan Kütüphane Haftası; kütüphanelerin toplumsal değeri, faydaları, önemi, sorunları, kullanımında yaygınlık oranlarının artırılması, bulunduğu çağa ayak uydurması ve kütüphanelerde yeniliklerin çoğaltılması bakımından birçok konuya dikkat çekmekte olup bu açısından önemli bir yere sahiptir. Değişen koşullar ve değişen çağ ile birlikte düzenlenen bu etkinliklerin kapsamları da değişim göstermiştir.

Okuma etkinlikleri, konser, panel, tiyatro, opera, gösteri, belgesel, ödül töreni, gezi, seminer, söyleşi ve imza günü etkinlikleri ile bu yıl 54. sü gerçekleştirilecek olan “Kütüphane Haftası”, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphane ve Yayımlar Genel Müdürlüğü ve bağlı kütüphaneler bünyesinde 26 Mart-1 Nisan 2018 tarihleri arasında “Yeni Nesil Çocuklar, Yeni Nesil Kütüphaneler” teması ile kutlanacaktır.

Bu temada vurgulanan “yeni nesil, çocuk ve kütüphane” terimleri günümüz kütüphanelerinin nasıl şekillendiği, hizmetlerin çağımıza nasıl uyum sağladığı hususunda bir takım faaliyetlerin ve çalışmaların varlığını gösterir.  Bu çalışmalar; her yaşın her bireyin bilgi yönünden kazanımlarının artması ve gelişmesi, kültürel mirasımızın bu çerçevede şekillenerek günümüze uygun teknolojik getirilerle elde edilmesi avantajları ile var olmuştur. Eski anlayışların anlamını yitirdiği sessiz, soğuk ve rehavetin çöktüğü kurumlar yerini artık teknolojiyle iç içe sosyal ve eğitimle dolmuş alanlara bırakmış; bu şekilde yalnızca kitapların muhafaza edildiği, kullanımından çok muhafazasının değer gördüğü kütüphanecilikte yıkıma uğramıştır.

Daha çok yarar, daha çok fayda, daha çok kullanım; her yaşa, her kesime, her türlü hizmet anlayışı ile daha fazla amaca ulaşmaya başlamıştır. Bu hususta yine kullanımı artırarak amaçlardan alınabilecek en değerli sonuçlardan biri çocukluktan başlayan eğitim ve alışkanlıklar ile mümkündür. Yani yeni nesle uyarlanmış çocuk kütüphaneleridir. Okul öncesi evrede zengin kaynaklar ve ilgi alanlarını şekillendirecek dikkat çekici zengin materyallerle donatılacak olan kütüphaneler beyin ve iletişim gelişimlerini sağlar, gelecek kuşaklarda kütüphanelere de katılımı artırır. Aynı şekilde bulunduğumuz teknoloji çağına göz açan çocuklarımızın bu koşullara alışma evresi de kütüphane ortamlarında başlar. Kütüphane ile hayata adım atan bir çocuk bireyi, bir birey toplumu, bir toplum milleti, bir millet dünyayı değiştirir.

Tabii ki bu kütüphaneler yalnızca çocuklarımızın gelişimini desteklemekle kalmaz; çocukların aileleriyle, ailelerin arkadaşlarıyla, arkadaşların tüm toplumla etkileşimini sağlayarak bireyselden toplumsala bir gelişim sürecinin varlığını kanıtlamıştır.

Çocukluktan toplumsala yürütülen bu çalışmalarda süreci etkileyen teknoloji unsuru yeni nesil “Maker Hareketleri” ile yazılım, kodlama, bilişim eğitimlerini ve bunların mesleki etik olarak uygulamalarını gerçekleştirmek toplumsal hizmetler olarak gündeme gelmiştir. Bugün var olan bu öngörü amaçları; girişimciliğin, eğlenerek öğrenmenin, sosyalleşme ve yaratıcılıkla birleşen üretimin halk kütüphaneleri aracılığıyla nasıl yaygınlaştırabileceği T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphane ve Yayımlar Genel Müdürlüğü ve bağlı kütüphaneler ile düzenlenecek bu yılki kütüphane haftamız bünyesinde ele alınacaktır.

 

Yazan:

Züleyha Ayşe ERBAŞ

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi / Bilgi ve Belge Yönetimi

HALK VE ÇOCUK KÜTÜPHANELERİNİN KULLANICI GÖZÜNDEN DEĞERİ

Giriş:

Halk kütüphanesi ve çocuk kütüphanesi merkezlerimizin ülkemizde kullanıcılar tarafından kullanım farklılıklarını ölçmek amacıyla Kütüp-Anne Platformu kapsamında bir anket yapılmıştır. Çalışmanın amacına uygun hazırlanan bu ankette; kullanıcıların eğitim durumları dikkatte alınarak 224 kullanıcımıza bu anket uygulanmıştır.  Anket sonuçlarına göre; 223 kullanıcının cevapları kabul edilerek, bir kullanıcının anket sonucunun değerlendirilmesi kabul edilmemiştir.

 

Yöntem:

Anketi oluşturan 16 soru bulunmaktadır.  Anket veri sonucuna göre; kullanıcılara sorulan, yaş ve şehir soruları dikkatte alınmamıştır.  Bunun yerine bağımsız değişken sorusu olan kullanıcıların eğitim durumu dikkate alınarak anket sonuçları yorumlanmıştır.  Bağımsız değişkenimize göre değişecek olan bağımlı değişkenleri oluşturan 13 soru anketimizde bulunmaktadır.

Sorular genel olarak; kütüphane merkezlerinin kullanıcılar tarafından ne sıklıkla kullanıldığı, hangi saat aralığında kullanıcılar kütüphane kullanımında aktif olduğu, kullanıcıların yeni kütüphane hizmetlerinden haberdarlığı ve kütüphane kullanımının kullanıcılar tarafından hangi amaçla kullanıldığı tespit etmek amacıyla hazırlanmıştır.

Anket Çalışmasında Elde Edilen Bulgular:

Tablo 1: Eğitim Durumu

Tablodan anlaşıldığı gibi anket çalışmasına katılan 223 kişinin; 49 kişisi yüksek lisans öğrencisi, 130 kişisi lisans öğrencisi, 22 kişisi ön lisans öğrencisidir. Geriye kalan 22 kişi örgün eğitimde yer alan öğrencilerdir.  Yüzdelik dilime göre; lisans öğrencileri,  anket çalışmasının %58,30 kısmını oluşturarak bu anket uygulamasında en fazla yer alan eğitim düzeyidir. En az ise;  %0,45 oranında olan ortaokul öğrenci grubudur.

Tablo 2: Kütüphaneyi hangi sıklıkla kullanıyorsunuz?

Kullanıcının kütüphane mekan kullanımının sıklık oranları; 223 kullanıcıdan sadece 14 kullanıcısı kütüphaneyi düzenli olarak her gün kullandığı saptanmaktadır.  Hiç kullanmayanların sayısı ise; 40’dan fazla olduğu görülmektedir.  Bu durumu yüzdelik dilimlerine göre ele alırsak; %6,28 oranında her gün kütüphaneden yararlanan kullanıcı bulunurken, %19,28 oranında kütüphaneden yararlanmayan kullanıcı bulunmaktadır.  Elde edilen bu veriler doğrultusunda; kütüphane hizmetlerinden yararlanma bilgisine sahip olmayan bireylerin yeterince kütüphane ortamına ilgi duymadığı saptanmıştır.  Eğitim düzeyinin verdiği çalışma ve araştırma kabiliyetinin etkisi ile toplam da 223 kullanıcının 180’ni eğitim ve öğretim amaçlı olarak kütüphane merkezlerini kullanmaktadır.   Bir kez kullananların oranı; %12,11 iken haftada bir ya da birkaç kez kullananların oranı; %16,59’dur. Bunun dışında kullanıcıların ayda bir ya da birkaç kez kullanım oranı %45,74 olması ile diğer oranlardan daha yüksek bir değere sahip olduğu saptanmaktadır.  Anket sorularından bir diğer tekli soru ise;  dijital ve sosyal medya da kütüphanelerin etkinliklerine ait sayfaların bulunması ve buralarda çevrimiçi eğitimlerin verilmesi ile alakalıdır. Kütüphane web sayfaların artması ile kullanıcıların %94,62 düzeyinde kütüphaneye olan ilgilerinin artacağı bilgisi anket sonuçlarından elde edilmiştir.

Tablo 3:   Kütüphaneyi genellikle hangi saatler arasında kullanıyorsunuz?

 

Anket sonuç verilerinin bir diğer konusu; kullanıcıların kütüphane ortamlarını hangi saat aralığında kullandığı konusudur.  Tablo 3’deki verilerde görüldüğü gibi 223 kullanıcının sadece 201 kullanıcısı bu soruyu cevaplamıştır.  Sabah saatlerini gösteren 08.30-10.00 aralığı  %6,47 oranında iken akşam saatleri 17.00-22.00 aralığı %16,42 oranında olması ile sabah vaktinden daha yüksek kullanım oranı sahip olduğu saptanmıştır.  11.00-12.30 aralığı;  sabah vaktine göre %8,95 oranında daha yüksek olduğu görülmektedir. Tablo 3’ün gösterdiği verilere dayanarak kütüphane mekanını en fazla kullanma oranına (%61,69)  sahip olan saat aralığı ise; 12.30-17.00 aralığıdır.

Bu doğrultuda; kütüphanelerde kullanıcı tatmini sağlamak için öğleden sonraki zaman aralıklarında kullanıcılara daha iyi hizmet sunulması gerekmektedir. Bu hizmetlerin potansiyel kullanıcılara doğru bir biçimde sunulması için kütüphane hizmet tanıtımları yapılmalıdır. Çünkü anket sonuçlarına göre; %50,45 oranında halk kütüphanelerinin hizmetleri hakkında bilgi sahibi olmayan potansiyel bir kullanıcı grubu olduğu saptanmıştır.

‘Halk kütüphanelerinin hizmetlerinden haberdar mısınız?’ sorusuna, 222 kullanıcı yanıt vermiştir. Bu yanıtların içerisinden 112 kullanıcının halk kütüphanelerinin sunmakta olduğu hizmetlerden haberdar olmadığını belirten ‘Hayır’ yanıtını seçtikleri tespit edilmiş ve geriye kalan %49,55’lik dilimde ise 110 kullanıcı halk kütüphanelerinin hizmetlerinden haberdar olduğunu belirten ‘Evet’ seçeneğini seçtikleri görülmüştür.

Bir diğer kurum niteliği taşıyan; çocuk kütüphanelerinin sunduğu hizmetlerin kullanıcı farkındalık durumu, halk kütüphanelerinin farkındalık durumuna yakın bir sonuç vermektedir.  Anket sonuçlarına göre; 223 kullanıcı içerisinden 178 kullanıcın çocuğu olduğu saptanmıştır.  Yüzdelik dilime göre; bu oran %79,82 iken çocuğu olmayan kullanıcı oranı %20,18’dir.  Çocuğu olan kullanıcıların %57,27 oranında çocuk kütüphanelerine üye olmadıkları ortaya konulmuştur. Çocuğunu doğduğu andan itibaren kütüphanelere üye olabileceğini bilmeyenlerin oranı ise; %54,71’dir.

 

Halk kütüphanelerinin içerisinde yer alan çocuk bölümüne kullanıcı ilgi durumu müstakil çocuk kütüphanelerine göre daha az oranda olduğu saptanmıştır. Anket sonuç analizine bakılarak; halk kütüphanelerinde bulunan çocuk bölümüne kullanıcı tarafından sıklıkla gidilme oranı %4,48 ve %37,67 oranında ‘hiç kullanmıyorum’ yanıtını oluşturan kullanıcı grubu bulunmaktadır. Haftada bir ya da birkaç kez gidenlerin oranı %13 iken; ayda bir ya da birkaç kez gidenlerin oranı %35 olduğu görülmüştür. Halk kütüphanelerinin çocuk bölümüne kullanıcı ilgisini arttırmak amacıyla; çocuk ve büyüklere yönelik eğitim seminerleri düzenlenmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu eğitim seminerleri içerisinde çocuk bakımı, masal okuma gibi eğitimler düzenlenmesi ile %94,62 oranında kullanıcılar tarafından kütüphane kullanım sıklığı artacağı tespit edilmiştir.

Kullanıcılar, halk kütüphanesinin içerisinde bulunan çocuk bölümüne yeterince ilgi duymadıklarını anket analizlerinde belirtmişlerdir. Bunun yerine; çocuklar için düzenlenen ve yapılan hizmetlerin ayrı bir yerde olmasının kütüphane kullanım açısından daha iyi olacağını vurgulamışlardır.  Müstakil çocuk kütüphanelerinin toplum içerisinde yaygınlaşmasını isteyen kullanıcı oranı %98,65 dayanırken yaygınlaşmasını istemeyen kullanıcı oranı sadece %1,35 olduğu saptanmıştır.

Anket veri sonuçlarına dayanarak; müstakil çocuk kütüphanelerin yaygınlaşması için çalışmalar yapılması gerektiği düşünülmektedir. Ayrıca; halk kütüphanelerinde ve çocuk kütüphanelerinde (masal saati, heykeltıraş-seramik, ebru kursu vs.) gibi etkinliklerin artırılması ile kullanıcıların kütüphane ortamlarında vakit geçirecekleri süreninde artacağı anket veri sonucunda saptanmıştır. %95,96 oranında kullanıcıların sanatsal faaliyet çalışmalarını kütüphane ortamlarında görmek istedikleri anket sonuç verilerinde açıklanmaktadır.

Son olarak; halk kütüphanelerinin ve çocuk kütüphanelerinin kullanıcılar tarafından ne ifade ettiğini ortaya koyabilmek için kullanıcıların birden fazla seçeneği işaretleyebildikleri bir soru hazırlanmıştır. Bu soru kalıbı ‘Kütüphaneyi hangi amaçla kullanıyorsunuz?’ şeklindedir. Bu soruyu yanıtlayan kullanıcı sayısı ise; 207’dir.  Soruyu yanıtlayan kullanıcıların, birden fazla seçeneği seçtikleri için seçeneklerin ağırlık ortalamaları ön planda tutulmuştur.

Kullanıcıların kütüphane ortamında; araştırma yapması, kitap okuması, boş zamanlarının değerlendirilmesi, referans kaynaklarından yararlanması gibi faaliyetlerin 1,26-1,48 düzeyinde değiştiği görülerek ağırlık ortalamaların arasında en düşük oldukları saptanmıştır. Kütüphanelerin başlıca amacı olan kitap okuma faaliyeti seçenekler arasında en düşük oranla 1,26 ağırlık ortalamasına sahiptir.  Ağırlık ortalamasının en yüksek olan seçenek ise; ‘film izlemek’ seçeneğidir. 3,06 oranında ortalamaya sahip olması, kütüphane kullanıcılarının kütüphane ortamını film indirmek için kullandığı kanıtlamaktadır.

Bir diğer yüksek oran ise ; ‘Arkadaşlarla buluşmak’ seçeneğidir. Bu seçeneğin ağırlık ortalaması 2,28 iken kulüplere katılmak, sosyalleşmek, seminerlere katılmak ve kütüphaneciden yardım almak gibi seçeneklerin ağırlık ortalamaları 1.51-1,95 düzeyinde değişmektedir.

Gazete ve dergi okumak, ücretsiz eğitimlerden yararlanmak ve e-kaynakları kütüphane içerisinde kullanmak, bilgisayar gibi teknoloji araçlarından yararlanmak seçeneklerinin genel olarak 1,54-1,69 düzeyinde ağırlık ortalamalarına sahip oldukları tespit edilmiştir. Bu seçeneklerin  ‘Film izlemek (3,06) ‘ seçeneğinin ağırlık ortalamasından düşük olmaları kullanıcıların bu hizmetleri sadece eğitim alanda kullandıklarını göstermektedir.  Kütüphaneciden yardım almak düzeyi 2,05 ağırlık ortalamasına dayanırken fotokopi hizmetinden faydalanmak 2,22 düzeyinde bir ağırlık ortalamasına sahip olduğu belirlenmiştir.

 

Sonuç ve Öneriler:

Halk kütüphaneleri, toplumun kültürel değerlerini koruma, bireylerin bilgi gereksinimlerini karşılama ve toplumdaki bireylerin birbirleri arasındaki iletişimlerini kuvvetlendirmede önemli bir yapı taşı unsurudur.  Çocuk kütüphaneleri ise; çocuk kullanıcılarının gelecek hayatlarında bilgi araştırma kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı olmak ve eğitimde daha başarılı bir bireyler olmaları için oluşturulan farklı bir yapı taşıdır.  Bu duruma bağlı olarak; araştırma kapsamında ortaya çıkan temel sonuçların değerlendirilmesi ile gelecekteki halk kütüphaneleri ve çocuk kütüphanelerini kullanıcılar tarafından ilgi odağı haline gelmesi için yapılması gerekenler şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Ankette kullanıcı beyanlarından yola çıkarak; halk kütüphanelerinin çocuk kütüphanelerinden ayrılması gerektiği düşünülmektedir. Bu durumda ülke genelinde müstakil çocuk kütüphanelerinin artması için çalışmalar yapılması kullanıcılar tarafından beklenmektedir.
  • Saptanan bu verilere göre; kütüphane ortamlarının kullanıcılara daha iyi tanıtılmasının gerekliliği ve hizmetlerin kullanıcılara duyurulması konusunda çalışmaların yapılması için kütüphane personellerinin daha elverişli adımlar atması gerektiği düşünülmektedir.
  • Potansiyel kullanıcıya doğru hizmeti verebilmek için öncelikle kütüphane ortamını tanıtmak ve hizmetleri kullanıcı odaklı geliştirmeye yatkın personeller ile kütüphane mekânını kullanıcıya sunmak gerekmektedir.
  • Bilgi toplumunun dijital dünyasına uygun kütüphane tutundurma faaliyetleri yapıldığı gibi bu faaliyetlerinin takip edilmesi ve sürekliliğinin sağlanması kullanıcıyı kütüphane ortamına çekmede yarar sağlayacaktır. Örnek olarak; kütüphane web sayfaları hazırlanabilir ve ücretsiz bir hizmet ile mekâna ya da bir alana ihtiyaç duymadan kullanıcıya belli aralıklarla kütüphane hizmetlerinin tanıtımı için internet aracının sağladığı imkânlar ile kütüphane personelleri kullanıcılara hizmet verebilmektedir.
  • Hizmet üreten kurumlardan biri olan halk kütüphanelerinin, sunmakta olduğu hizmetlerden yaralanamayan ya da haberdar olmayan yarıdan fazla potansiyel kullanıcı bulunmaktadır. Bu duruma yönelik olarak; halk kütüphanelerinin hizmet niteliğini düzenli ve sistemli bir şekilde ölçülmesi gerekmektedir.
  • Toplumda halk kütüphanelerinin, varlığını sürdürebilmesi ve hizmetlerini sürekli olarak duyurabilmesi için kitap fuar açılışı, sergi ve gösteriler sunma, broşür hazırlama, okuma yarışmaları ya da kampanyaları, toplumdaki bireyler ile iletişim kurmak için etkinlik düzenleme ve kütüphane web sayfası oluşturulması gibi tutundurma faaliyetlerinin artırılması beklenmektedir.
  • Halk kütüphanelerinin ve çocuk kütüphanelerinin toplumda yaşayan bireylerin okuma oranını ve okuryazarlık becerilerini geliştirmeleri açısından masal okuma etkinlikleri, çevrimiçi eğitim çalışmalarının artırılması gerektiği öngörülmektedir.
  • Halk kütüphanelerinin önemli bir yere sahip olan özellik, insanların kütüphane ortamında bir araya gelmeleri ve birbirleri arasında iletişim kurmalarıdır. Ancak anket veri sonuçlarına dayanarak kullanıcıların çoğu kendi çevresiyle iletişim kurmayı tercih etmekte olduğu kanıtlanmaktadır. Bireysel olarak tanımadığı kullanıcıların yer aldığı etkinliklere katılma oranı arkadaşlarıyla buluşma oranından düşük olması bu durumu ispatlamaktadır.
  • Kitap okuma oranının diğer oranlardan en düşük olması nedeni ile halk kütüphanelerinde okuma faaliyetleri maksimum seviyelere çıkartılmalıdır. Bunun için kütüphanelerde cazip ödüllü okuma faaliyetlerinin yaygınlaşması önerilmektedir.
  • Kütüphane hizmetlerinde seminer, toplantı, konferans gibi etkinliklerin artması ve potansiyel kullanıcıların bu tür etkinliklerden haberdar olmaları için çalışmalar yapılması beklenmektedir.
  • E-kaynakların ( e-dergi, e-kitap, e-tez, veri tabanı vs.) kullanımı hakkında kullanıcılar bilgilendirilmeli ve kullanım oranını artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir.

Halk kütüphaneleri ve çocuk kütüphaneleri, toplumda bir değer niteliği haline dönüşebilmeleri için hedef kitlelerinin ilgilerini çekebilecek hizmetler geliştirmesi beklenmektedir.  Bunun için kütüphane merkezleri iyi bir hizmet strateji yolları belirlemeli ve sivil kuruluşlarla işbirliği kurarak toplumun geneline yayılım göstermelidir.

 

Yazan:

TUĞBA ORMANCI

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi/Bilgi ve Belge Yönetimi

 

Kütüphaneden “Müze Kartı” Ödünç Alınır Mı? (Budlong Woods Library – Chicago, IL, USA)

Merhaba,

Amerika’da kütüphanelerin üyelerine sağladığı imkanlardan biri, normalde girişi 20-40 dolar arasında değişen müzelere ücretsiz giriş bileti ödünç vermesi. Her kütüphane müzeler için belli sayıda kontenjana sahip ve o kütüphaneden kitap ödünç alır gibi, müze giriş bileti ödünç alıyor, ziyaretinizden sonra iade ediyorsunuz. Biz de farklı kütüphanelerin müze giriş kontenjanlarını değerlendirirken kendimizi Budlong Woods kütüphanesinde bulduk. İyi ki gördüm dediğim bir birim oldu, bu yeniden dizayn edilmiş kütüphane.


İlk dikkatimi çeken konu, oyuncak kısmında, plastiklerin az, ahşap oyuncakların ise çok olmasıydı. Plastiklerin doğaya verdiği zararı ve içerdikleri kimyasalları düşündüğümüzde, çocuklara ahşaba dokunma imkanı veren bu kütüphaneye teşekkür ettim.

 

Erken çocukluk döneminde oyunlarda “-mış gibi yapmak” (pretend play), empati kurma, problem çözme, sorumluluk alma gibi becerilerin kazanımı için önemlidir. Kütüphanedeki ahşap mutfak da, bu tarz oyunlar oynama imkanı veriyor. Ben de bizim evin erkeklerini mutfağa soktum 🙂

 

Bir diğer güzellik de ebeveyn-çocuk okumalarına özel düşünülmüş, aşağıdaki koltuktu. Çocuğunuzla sesli kitap okumanız için özel bir alan ayrılmış. Ziyaretimiz kütüphanenin yoğun olmayan bir saatindeydi, ve biz de tadını çıkarttık 🙂

 

Aynı merkeze bağlı olmalarına rağmen, her birim kendine özgü dizayn ve programlarıyla, kullanıcılarına farklı ufuklar açıyor. Her ziyaretimizde dimağımız zenginleşiyor ve acaba buna benzer bir uygulamayı ülkemizde nasıl hayata geçirebiliriz sorusunu aklımıza getiriyor.

Nasrettin Hoca Çocuk Kütüphanesi

Dün harika bir kütüphane keşfettim. Hem sizin için hem de Zeynep Zühre için ziyaret ettiğim yer, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığına bağlı 2014 yılında açılmış olan Bağcılar Nasrettin Hoca Çocuk Kütüphanesi.

Bu kütüphane, içerisinde pek çok faaliyet alanını barındıran güzel bir kompleks havasında. Bu haliyle İstanbul’un belki de en iyi ve kapsamlı çocuk kütüphanesidir desem abartmış olmam. Her şeyden önce burası binlerce kitabın bir bina içerisine yığılmasından ibaret bir kütüphane değil.

 0-6  yaş grubu çocukların anneleriyle gelebildiği, 6-15 yaş aralığı içinse ikinci katta ayrı bir bölümde hizmet veren bu kütüphanede pek çok faaliyetin yapıldığını öğrendim. Bunlardan bazısı; masal saati, satranç, elişi, boyama, oyun, resim ve karikatür saatleri vd.

Bu faaliyetlere alanında uzmanlar mihmandarlık ediyor. Her faaliyet belli günlerde yapılıyor.

Masal saati Salı ve Perşembe günleri saat 13.30’da.  Çarşamba günleri resim ve karikatür; Pazartesi ve Cuma ise Oyun saati ve motor becerileri geliştirmeye dönük oyun hamuru ve elişi  çalışmaları yürütülmekte. Çocuklar bu faaliyetleri takip ederken, anneleri çay eşliğinde bekleme salonunda sohbet edebiliyor.

Kütüphane görevlilerine gelince böyle güler yüzlü insanlar var mı başka kütüphanelerde diyorsunuz?! Her gelen çocuk ilk geldiğinde küçük hediyelerle mutlu ediliyor ve isteyenler kütüphaneye üye yapılıyor. Kütüphanenin şu ana kadar 2000’in üzerinde üye sayısına ulaşmış olmasında mekan kadar mekanın şerefi olan çalışanların katkısının olduğunu söylemek lazım. Bu çalışanların başında hele bir de Hikmet Amcalar isminde  üç çocuk babası, çocukçayı konuşabilen bir amca var ki Bağcılar ve İstanbul çocuklarının belki de  en büyük şansı.

Zira Hikmet bey kütüphane  müdavimi, kitap kurdu bir çocukmuş. Kendi memleketindeki kütüphanede yaşadığı kötü tecrübeler ona ileride bu işin doğru bir şekilde nasıl yapılması gerektiğinin anahtarını temin etmiş. Yaşadıklarından ders çıkarmış ve İstanbul’un çocukları için güzel işler yapmak arzusunda bir beyefendi.

Özellikle Bağcılar ilçesinde yaşayan çocuklar, çok rahat sosyalleşip, kendilerini gerçekleştirmeleri için bu fırsatları tanıyanlara minnettardır zannımca. En çok hoşuma giden yanı ise bu kütüphanede çocuk çığlıkları ve kahkahaların serbest olması. Sessiz olun cümlesini söyleyen nazikçe kütüphaneden çıkarılıyor.

Kütüphane hafta içi her gün sabah saat 8.30 da açılıyor akşam saat 18.00’a kadar hizmet veriyor.

Aramızda kalsın burayı ziyarete gelen çocuklar ve annneleri ile Cuma günleri çok eğleneceğiz. 🙂

 

Çocuklarda Kütüphane Aidiyeti Geliştirmek Üzerine Gözlemler

Kütüphaneleri fiziksel mekanlar olarak var etmekten öte, etkili kullanılan alanlar haline getirmek için, bütün kullanıcılar için aidiyet hissi geliştirmek şart. Peki nedir aidiyet? Bir çocuk bir kütüphaneye nasıl ait hissedebilir? Buradaki tecrubelerimden yola çıkarak düşüncelerimi yaşayan örneklerle yazdım.

Çocukları birer kullanıcı olarak kabul etmek ve onlara bunu hissetirmek

Yaşı kaç olursa olsun, çocuklar kütüphanenin üyeleri ve kullanıcılarıdır (ya da olmalılar). Yetişkin üyelere sağlanan imkanlar, onlara da sağlanmalıdır. Örneğin, kütüphanenin internet sitesini ziyaret eden bir çocuk, kendisine ayrılmış bir sekme bulabilmeli.

Aşağıdaki linkteki örnek; Şikago Halk Kütüphanesi  sayfasından. Çocuklar yaş gruplarına göre ayrılmış sekmelere  tıklayarak sitede gezinebiliyorlar. Çünkü onlar da birer birey ve sayfayı yetişkinler gibi kullanma hakları var.

https://www.chipublib.org/browse/kids/

Fikirlerini, önerilerini ve hislerini ifade etmelerine olanak tanımak

Buradaki çocuk kütüphanelerinde çok anlamlı bir uygulama var. Çocuklardan oluşturulmuş bir danışma kurulu onların sesini temsil ediyor. Kütüphaneyle alakalı öneriler, yeni uygulamalar, eksiklikler vs. bu kurulda tartışılıyor. Toplantılarda sevilen abur cuburlar da oluyor elbette 😉 Gönüllülük esasına dayalı katılımlar kayda alınıp özgeçmişlerine ekleniyor.

Not: Burada gönüllü aktiviteler, sınav notlarınız kadar önemlidir.

Bir diğer uygulama ise çocuk dergileri. Çocuklar kendileri için kendi dergilerini çıkarıyorlar. Hislerin ve düşüncelerin kaleme alındığı, değer gördüğü, basıldığı bir kütüphane, elbette senin mekanın olacaktır.


Kaynak: http://www.wasatch.lib.ut.us/events/calendar.i?cmd=view&eid=61
Farklılıkları kapsayıcı olmak

Yaşadığımız yerde Asya kökenli insanlar yoğunlukta. Mahallemizin kütüphanesi de bunu göz önünde bulundurarak, Asya köşesi yapmış. Oranın kültürüne dair kitap, dergi, CD gibi materyalleri o köşede toplamış.

Aynı kütüphane ramazan ayında da ramazan serisi hazırlamış. Kütüphane sizin altyapınızı, değerlerinizi, farklılıklarınızı önemsiyor ve değer veriyor. Peki, siz de böyle bir yere kendinizi ait hissetmez misiniz?

İhtiyaçlarına cevap verebilmek

Bir çocuk kütüphanede sadece kitaba ihtiyaç duymaz. Fiziksel imkanlar önemlidir ama kütüphaneler bunlardan ötesidir. Ödev yardımı sağlayan, 2. dilde danismalik veren, ücretsiz özel ders veren (yine gönüllülük esasıyla) bir mekansa kütüphane, kitaptan masadan fazlasıdır elbette.

Kaynak: https://www.chipublib.org/browse/kids/

Özetle, kucaklayıcı, işbirliğine açık ve elverişli olmak, çocukların kütüphanelere aidiyet geliştirmesi için önemsenen kavramlar.

 

Naperville Public Library- Umduklarim ve Bulduklarım

Merhaba,

Bir çocuk kütüphanesinden beklediklerim hemen hemen şunlardır; 0-14yas için zengin kitaplar, dergiler, CDler, masal ve oyun saatleri, güvenli internet ulaşımı, oyuncaklar, güleryüzlü personel, canlı renklerde raflar, masalar ve sandalyeler…

Ancak, bu haftaki kütüphane ziyaretimde umduğumdan biraz fazlasını buldum ve heyecanla sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle içimizi açan, daha kapıdan girer girmez bizi etkisi altına alan fiziksel özelliklerinden bahsedeyim.

                         

    

Yağız’la, en çok ilgimi çeken bölüm; ferah, renkli, gelişimine uygun bolca oyuncağın olduğu bu köşe idi.

 

 

Bu kadarını ummuyordum mesela. Küçük çocukların bölümüne, bir bebek bakım odası da koymuşlar. 20 aylık bezli bir çocukla kütüphane ziyareti yapıyorsanız, bu odayı koymayı düşünenlere içinizden defalarca teşekkür edersiniz.

              

 

Bu şirin kukla evi ve rengarenk kuklalar, hayallere açılan kapılar olan masal saatlerinin ev sahipligini yapıyor bu kütüphanede. Çok sevimli değiller mi?

    

Bir süre etrafı keşfettikten sonra, kütüphaneciden programlar kataloğunu alıyoruz. Bebek, çocuk, ilk gençlik, ve yetişkinlik başlıklarında toplanmış o kadar çok programları var ki, ancak kataloga sığdırabilmişler. Dikkatimi çekenler arasında şunlar vardı:

– Çocuklara kodlama dersleri (Erken yaşta kodlama öğrenmenin faydaları uzmanlarca bu kadar çok dile getirilirken, bu programı koymaları harika olmuş!)
– Müzede masal saati
– Çocuklara dikiş dersleri
– Gençlerle 3 boyutlu dizayn programları
– Gençlerle robotik üzerine programlar (Aman Allahım!)
– Yine gençler için cv hazırlama ve iş görüşmesi üzerine programlar
– Yetişkinler için uluslararası film gösterimleri
– Vergi iadesi formları üzerine danışmanlık
– Photoshop, Pyhton, 3D software programları

 

Bu renkli el broşürlerinde kitapları gruplandırmışlar; Klasikler, fantastik kitaplar, tarih kitapları, 1. sınıf kitapları, 2. sınıf kitapları, 5. sınıf kitapları vb.

           

Masalara bıraktıkları kitaplara ayraç niyetine, böyle sevimli notlar ilistirmisler; ” harika bir kitabım”, “beni eve götür”
Küçük ama kütüphane üzerine ince ince düşünüldüğü mesajı veren sevimli detaylar…

Ve son olarak, girişte duvara monte edilmiş bu raflara, yeni çıkanlar ve popüler kitaplar yerleştirilmiş. Ha-ri-ka!

Böyle kapsamlı hizmetleri olan bir kütüphaneyi ilk kez ziyaret ettim ve gerçekten etkilendim. Üzerine kafa yorulmuş ve kütüphaneyi hayatın içine nasıl daha fazla dahil edebiliriz sorusuna cevap aranmış. Kütüphane; hem kariyer danışmanı, hem film eleştirmeni, hem yazarlık eğitmeni, hem dikiş öğretmeni, hem kodlama kursu, hem dizayn ve yaratıcılık koçu olmuş, ve hayatların tam orta yerine kurulmuş. Benim de gönlüme taht kurdu.

Sevgiler

 

 

 

 

 

Melton Library- Melbourne, Avustralya

Bu yazıda Melbourne’un hızla büyüyen ilçelerinden biri olan Melton’da belediye tarafından hizmete sunulan halk kütüphanesinden ve sunduğu hizmetlerden bahsetmek istiyorum. Ilk olarak şunu belirtmek isterim ki; kütüphane kültürü gelişmiş bir toplumdur ve bu imkan lüks olarak değil, vatandaşa sağlanması gereken temel ihtiyaçlardan biri olarak algılanmakta ve uygulanmaktadır. Bina kısa süre önce tadilattan gecmis, verilen hizmetin etki alanı artırılmış ve daha da cazibeli hale getirilmiştir.

 

Aşağıdaki fotoğraf 1. katta yer alan çocuk bölümünden. Bebek arabasıyla gelebilecek ebeveynler düşünülmüş ve gerekli kolaylıklar sağlanmış. Camlı bölümlerin çok olması nedeniyle içerisi aydınlık ve huzurlu. Bölüm, 0-12 yaş arasındaki çocuklara hitap edecek şekilde düzenlenmiş. Örneğin; rafların boyu, masa ve sandalyeler, oyuncaklar ve kitapların dizilimi çocukların kullanımına uygun ve ilgi çekici.
Karşıdaki odalarda, 0-2 yaş arasındaki çocukların doğumdan sonra gelişimini ve aşı düzenini takip edebilmek için yaptırılması zorunlu olan sağlık kontrolleri randevu sistemiyle yapılıyor. Bu hizmet için hastanenin değil de kütüphanenin seçilmesi mükemmel bir fikir ve gayet güzel işliyor. Gelen çocuk doktorla karşılaştığını bile farketmiyor.

Okul öncesi 1000 kitap‘ kampanyası ile çocukların okuldan önce (0-5 yaş) en az bin kitap ile tanışması uzmanlar tarafından tavsiye ve kütüphaneler tarafından teşvik ediliyor.

Kütüphane tarafından düzenlenen ücretsiz bebek ve masal saatlerinde oyunlar oynanıp, kitaplar okunuyor. Her iki haftada bir düzenlenen ebeveyn ve bebek arabası yürüyüş grupları, küçük bebekleriyle evde kalan annelere nefes almak için bir fırsat, aynı yaşta çocukları olan ebeveynlere de tanışma ve dayanışma imkanı sağlıyor.

Daha büyük çocuklar için konsol oyunlarının bulunduğu bir bölüm de hazırlanmış.
Kitapların yani sıra tüm ailenin kullanabileceği tenis raketi, futbol topu, bowling seti ve fitness seti gibi spor malzemeleri de ücretsiz olarak ödünç alınabiliyor.

Kütüphanenin sunduğu diğer hizmetler arasında ücretsiz internet erişimi, yerel iş arama sitelerine erişim, yetişkinlere temel internet kursları ve diğer online kurslar, kütüphaneye gelemeyen yaşlı ve engelli vatandaşlar için ev servisi yer almaktadır. Bu hizmetlerin birçoğu gönüllü çalışan vatandaşların sayesinde yürütülmektedir.

Bu tur güzel örneklerin güzel ülkemizde de uygulanması dileğiyle, sevgiyle kalın.

Betül Behiç

Fotoğraflar için kaynakça: http://www.shawcontractgroup.com.au/blog/tag/green-star/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

NEDEN KÜTÜPHANE?

Altı kitaptan oluşan küçük bir kitap setim vardı, ilk okumaya başladığım zamanlar… İlk kitaplarım diyebilirim… Şehirden uzak küçük bir köy, hem de bu kadar çok çocuk kitabının olmadığı zamanlar… Sınıfımızda minicik bir kitaplık, dokunmak yasak, öğretmenimiz çok nadir zamanlarda o kitaplığı açar ve ismimizi not ederek ve işaret parmağını sallayarak, “kitabın başına bir zarar gelirse sen sorumlusun ona göre” diyerek kitabı uzatırdı ya dünyalar bizim olurdu… Bir gün bizimle aynı köyde oturan, babamın öğretmen arkadaşı bir aileye misafirliğe gitmiştik, onların da benimle yaşıt bir oğulları vardı, adı Akın. Akın’ın o kadar çok kitabı vardı ki hepsini şaşkınlıkla incelemeye başlamıştım. Annesi “isterseniz her cuma günü okulda birer kitabınızı değiştirebilirsiniz dediğinde sevinçten uçmuştum… Aynı okula gidiyorduk. O sabahçı, ben de öğlenciydim. Artık her cuma öğlen onların çıkış saati bizim de derse geliş saatimizde buluşup heyecanla kitaplarımızı değiştiriyorduk, cuma günü yeni kitap günü.. Altı hafta böyle güzel devam ettik ama yedinci hafta benim ona götüreceğim yeni kitap kalmamıştı.. Çocukça bir cin fikirlilikle altı kitaplık serinin ilk kitabını tekrar aldım ve arkadaşımla değiştirmek için götürdüm, o gün albenisi çok olan yeni bir kitap getirmişti ama o benim getirdiğim kitabı görünce ben bunu okudum dedi, almadı, getirdiği kitabı da bana vermedi… O gün benim için kotu bir çocukluk hatırası, yarasıdır..

Hani haberlerde çıkmıştı ya Japonya’da lise öğrencisi bir kız bulunduğu yerden başka bir yerdeki okuluna gitmek için her gün trene biniyor, kendisinden başka o hattı kullanan kimse olmadığı halde onun mağdur olmasını engellemek adına üç yıl boyunca yani kız okulunu bitirene kadar hattın işlemeye devam edeceği söyleniyordu.. Bizim ülkemiz için ne kadar uzak bir hayaldi oysa.. Gelişmiş ülkelerin en büyük özelliği ne derseniz, ben de kendi gözlemlerime göre derim ki; en önemli özellikleri insana, evet, bizim ifade ederken “bir insan bile olsa” dediğimiz şekilde sayısına, kimliğine, cinsiyetine, milliyetine bakmadan insana değer veriyor olmaları diyebilirim.. Çocuklara küçük yaşlardan itibaren bu bilincin kazandırılması..

Ülkemizde ie kamusal alan olmasına rağmen pusetleriyle çocuklarını taşıyan anneler  çoğu zaman da kendi hemcinsleri tarafından bile etrafa rahatsızlık verdiği gerekçesi ile mahalle baskısı uygulanabiliyor. Halbuki kütüphaneye çocuğunu götüren bir annenin çoğunlukla pusette uyuyan minik bir yavrusu daha olur, böyle çoluk çocuk hep birlikte rahatça otobüse binip inebilmeleri, karşıdan karşıya güvenli ve diğer araba şoförlerinin onları telaşlandıracak şekilde bir tavırda olmamaları gerekir.. Kütüphaneye geldiklerinde yine aynı şekilde, puset ya da tekerlekli sandalye kullananlara kolaylık olması için düz yollar ve katlara çıkmak için geniş asansörler olmalıdır. İş kazası geçirmiş, tekerlekli sandalye kullanan bir baba da rahatça çocuğunu kütüphaneye götürebilmelidir..

Bunlar insana verilen değerin bir sonucudur ve her vatandaş bu haklardan rahatça faydalanabilmelidir.

Okullarda, kütüphanelerde, sinema, tiyatro gibi yerlerdeki bütün çalışanlar insana, hele hele de çocuklara karşı saygılı ve onların dünyasına girebilen kişilerden olmalıdır.

 

Son yıllarda bu konulardaki hassasiyetin artıyor olması ülkemiz adına sevindirici tabi ki .. Mesela çocuklarını televizyon- tablet bağımlılığından kurtarma çabasında olan aile sayısı hiç de az değil. Alternatif etkinlikler düzenleyen kurumlar, dernekler, kitapevleri ailelere çok çeşitli etkinlik imkânı sunuyor.. Çocuk kitapları en parlak dönemini yaşıyor.. Ancak asıl olmasını arzu ettiğimiz şey; bütün bu imkanlara ülkedeki, daha geniş düşündüğümüzde dünyadaki bütün çocukların kolayca ve ücretsiz bir şekilde ulaşabilir olmasıdır. Bütün bunların devletin imkânlarıyla sunulması ardından aileler, öğretmenler ve gönüllülerin bu konuda destekleyici çalışmalarıyla çocukların kütüphane ortamından daha fazla faydalanması sağlanmalıdır.

Kütüphane ortamında büyüyen çocuk, kamu malına zarar vermemeyi, emaneti zamanında teslim etmeyi öğreniyor.  Bununla birlikte maddi durumu ne kadar iyi olursa olsun ailesinin ona sunabileceği kitap ve diğer etkinliklerden daha fazlasına kütüphaneler vasıtasıyla ulaşabilir olması çok önem arz ediyor. Okuyarak gelişen bir toplum ve kitap sevgisiyle büyüyen çocuklar için kütüphaneler en ulaşılabilir ve cazibeli yerlerden olması gerekiyor. Okuma eğitimi  ve kitap sevgisi bir ülke olarak topyekun kazandırılması şart olan bir zorunluluk. Kişisel gayretler önemli tabi ama bu konuda sağlam bir devlet politikası olması lazım.

“Bir çivi bir nalı, bir nal bir ati, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da koca bir ülkeyi kurtarır..”

demişler, biz de anneler olarak bir ilim ordusu yetiştirebiliriz, ihtiyacımız olan tek şey buna sonuna kadar inanmak.

Misafir Yazar

Annemin Kütüphanesi: Afyon Gedik Ahmet Paşa İl Halk Kütüphanesi

 

Yazarı: Havva Durgu Irmak

 

*Tüm hakları saklıdır. kutupanne.com izni olmaksızın bu dokümanın tamamı veya belli bir bölümü hiçbir şekilde basılı veya herhangi diğer bir elektronik ortamda kaynak gösterilse dahi izin alınmadan kullanılamaz, çoğaltılamaz ve kopyalanamaz.

Kütüphane Kültürünü AVM Kültürüne Ezdirme!!!

Git gide daha da fazla ”tüketim toplumu” haline geliyoruz. Ürettiğimizden fazlasını tükettiğimiz yetmiyormuş gibi, ihtiyacımızdan çok fazlasında da gözümüz kalıyor. Moda olanın ne olduğunu bilmem ama toplumumuzda en  önde gelen trend ”tüketim” ve bunun mekansal yansıması ise alışveriş merkezleri. Alışveriş merkezleri artık bir ihtiyacı değil, alışkanlıkları temsil ediyor. Sevdiklerimizi ziyaret etmeye üşenirken alışveriş merkezlerine yoklama verir gibi her hafta en az 1 kez uğramadan rahat edemiyoruz.

Günümüzde ailece yapılan dış mekan etkinliklerde birinci sırayı alması da cabası… Bunun birbirini etkileyen nedenleri var elbette… Belki biz istediğimiz için çok ulaşılabilir yerlerde konumlandırılıyorlar ve sayıları her geçen gün artıyor, belki de öyle oldukları için hayatımıza daha da çok giriyorlar…

Birçok ülke gibi ABD’de alışveriş merkezleri şehirlerin dışına konumlandırılmış durumda. Eğer AVM’ye gidecekseniz bunun için bir gününüzü ayırmanız gerekiyor. En az yarım saat mesafede olan bu alışveriş merkezlerine bu nedenle ihtiyaç olduğunda ve hatta ihtiyaçlar biriktiğinde gitmeyi tercih ediyor orada yaşayanlar.

Bir düşünün ki örneği Ankara Merkez ilçelerinde bulunan AVMler olmasa…. ne kadar alan ve o alanlara hizmet veren yollar boşalırdı…

Peki AVM yoksa bu alanlarda neler var??? Cevap veriyorum… KAMUSAL KULLANIMLAR…. Parklar, meydanlar, pazarlar, yaya yolları, festival alanları, spor sahaları, buz pateni pistleri, atlıkarıncalar…. ve tabiiii KÜTÜPHANELER!!!

Durum böyle olduğunda alışveriş merkezlerinde tükenerek ve tüketerek geçen gün sayısı ayda bire düşerken, haftasonu ailece yapılacak etkinlikler arasına kütüphane etkinlikleri, sinema, tiyatro, kano yapmak, doğa yürüyüşü, dede torun balık tutma yarışması, tebeşirle kaldırım boyama festivali, elma toplama şenlikleri, hasat kutlamaları gibi birçok anısal nitelikte aktiviteler giriyor. Böylesi etkinlikler; içerikleri ve yapıldıkları mekan ile hitap ettikleri kitle göz önüne alındığında gerek aile ve akraba bağlarını kuvvetlendirirken diğer yandan sa toplumun çevresinden daha haberli ve bu nedenle daha duyarlı olması ve sosyal bağları daha güçlü ve bu nedenle vatanına karşı aidiyet duygusu gelişmesi destekleniyor.

Kütüphaneler hiç bir ücret ve ön şart olmaksızın sundukları hizmet çeşitliliği ve kalitesi ile tüm bu kamusal kullanımlardan ayrılarak göze çarpıyor. Her türlü bilginin çok çeşitli yollarla topluma ulaştırıldığı bu mekanlar geçmişe dair bağları koruyarak bugünü anlamaya ve geleceğe dair daha hazırlıklı olmaya teşvik ediyorlar.

Küreselleşme ile sınırların kaybolmasının ardından dünyanın öbür ucundan eş zamanlı bilgi sahibi olan birey, yereldeki sosyal bağlarını kaybederek alt komşusunu tanımaz hale gelirken, bu bağı sunduğu programlarla (Masal Saati, Aile film matinesi, örgü kulübü, yetişkinler boyama topluluğu… vb)  yeniden kuran ya da koruyan yegane kamusal birimdir bence KÜTÜPHANELER!

Ülkemizde İstanbul’da 100 civarı olmak üzere neredeyse 400 AVM bulunmakta. Buna karşın 1166 adet halk kütüphanesi olmak üzere, akademik, özel, okul, belediye vb. 30.000’e yakın kütüphane bulunuyor. Yaşadığımız şehirdeki AVMlerin en az %50sinden haberdarken kütüphanelerin çok azını duymuş ve neredeyse bir elin parmaklarını geçmeyecek kadarına gitmişizdir.

Aradığımız bir pantolonun (ki evde 10 tane varken bu 11. tamamen hedonik nedenlerle ilgi alanımıza girmiştir)  bedeni olmadığında hoop başka bir avm ye giderken… hem de hiç üşenmeden… çocuklarımıza internet üzerinden kitap seçiyoruz… istediğimiz kitabı bulamadığımızda vazgeçiyoruz… Oysa kitap okuma öncesi ve sonrası da olan bir serüvendir…

Kütüphaneye gider önce ortama alışırsınız çocuğunuzla… Ben pek karışmam kütüphanede çocuklarıma. Özgür hissetmeliler bence kendilerini bu ortamda. Raflardan raflara koşar kitaplar bulurlar, okumayı bilmelerine gerek olmadan dizerler kitapları  o an gözlerine kestirdikleri bir mekanda… Sayfaları karıştırırlar.. dokunurlar, bakarlar, koklarlar… ve almaya karar verirler. Evde, arabada, bahçede, otobüste… nerede isterlerse okurum kitaplarını ve bir süre sonra kendileri okurlar birbirlerine… sona konuşuruz kitabın üzerine, bazen resim çizeriz, bazen bir geziye çıkarız kitaptan esinlenip, bazen bir şarkı olur dinleriz bazense film ile pekiştiririz… Bir sonraki gidişimizde aynı yazarın kitabını ararız mesela, bulamazsak… İŞTE O ZAMAN BAŞKA KÜTÜPHANEYE KOŞARIZ… YOKSA BİR BAŞKASINA… çünkü kitaplar için değer… yeni kütüphaneler görmek için değer…

LÜTFEN

KÜTÜPHANE KÜLTÜRÜMÜZÜ

AVM KÜLTÜRÜNE EZDİRMEYELİM

ÇOCUKLARIMIZI KÜTÜPHANELERE GÖTÜRELİM!