AFET VE ACİL DURUMLARDA HALK KÜTÜPHANELERİNİN ROLÜ

24 Ocak 2020 günü saat 20.55’te Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 6,8 büyüklüğünde yaşanan deprem hepimizi derinden üzdü. Devletin tüm imkanlarının seferber edildiği afet bölgesinde AFAD, UMKE, KILAY’ın yanı sıra MEB, Çevre ve Şehircilik gibi diğer Bakanlık birimleri de aktif çalışmalar yürütüyor.

Deprem, kasırga, yangın, sel gibi doğal afetlerde halk kütüphanelerinin de çok önemli bir rolü bulunmaktadır. Dünyada yaşanan birçok büyük felakette halk kütüphaneleri, toplumu hazırlıklı olmak, müdahale ve yeniden iyileşme konusunda sağladıkları destekler ile ön plana çıkmıştır.

AFET ÖNCESİ HALK KÜTÜPHANELERİNCE YAPILABİLECEKLER:

Afet yönetimi kapsamında öncelikli müdahale ile görevlendirilmiş kurumlar ve sivil toplum kuruluşları ile kütüphanelerin afet zamanı sunabileceği destekler ve iş birlikleri konusunda ön görüşme yapılması faydalı olacaktır. İtfaiye, Kızılay, Polis vb. gibi kurumlar ile yaz döneminde yapılacak etkinlikler bu görüşmeleri yapmak için fırsat olacaktır.

Uzmanlarınca topluma sunulacak eğitim ve farkındalık çalışmalarında kütüphaneler mekan sağlayabilir.

Afet Hazırlık/Farkındalık Fuarı: Kütüphanede olası afetlerde destek sağlayabilecek kurumların, sivil toplum kuruluşlarının ve akademik bölümlerin katılacağı bir fuar ile toplumun bilgilendirilmesi sağlanabilir.

Afet anında kütüphanenin sağlayabileceği desteklere yönelik toplumun önceden bilgilendirilmesi önemli olacaktır.

Kütüphane çalışanlarının afete hazırlık ve ilk yardım eğitimi alması önemlidir.

Kütüphane Acil Durum Planının yapılması gerekmektedir.

Jeneratör temin edilmesi, afet durumunda afetzedelere sunulacak elektrik hizmeti için gerekmektedir.

AFET ZAMANI HALK KÜTÜPHANELERİNİN YAPABİLECEKLERİ:

1- BİLGİ MERKEZİ: Kütüphaneciler, güvenilir bilgi uzmanlarıdır. Afet zamanında ihtiyaç duyulan bilgileri sunmak ya da bilgiye erişim yollarını göstermek konusunda kütüphanelerin rolü çok önemlidir. Son yaşadığımız depremde de gördüğümüz gibi sosyal medya ile yayılan yanlış bilgiler süreci zor bir hale sokmaktadır. Bu nedenle, kütüphaneler doğru bilgi mağbetleri olarak, özellikle ilgili kurumlar tarafından sunulan konuyla ilgili açıklama ve bilgi paylaşımlarını duyurmalı ve son gelişmeleri paylaşmalıdır.

Örneğin, ABD’de yaşanan SANDY Kasırgasında bazı kütüphaneler son bilgileri paylaşmak için projektör kullanmıştır. Herkesin görebileceği bir şekilde konumlandırdıkları yansı ile son gelişmeleri afetzedeler ile paylaşmışlardır.

2- TEKNOLOJİ MERKEZİ: Halk kütüphanelerinin normal zamanlarda sundukları hizmetler arasında yer alan aşağıdaki teknolojik hizmetler afet dönemlerinde büyük önem taşımaktadır.

  • WiFi
  • Telefon
  • Televizyon
  • Bilgisayar
  • Telefon vb. şarj edebilmek için elektrik
  • E-Devlet Hizmetleri

Genellikle afet zamanlarında haber almak ve haber vermek için kullanılan bu hizmetlere erişim çok kritiktir.

3- KOORDİNASYON MERKEZİ: Kütüphaneler alana gelen sivil toplum örgütleri, gönüllüler ve kurum uzmanları için bir toplanma ve koordinasyon sağlama merkezi olarak da kullanılabilmektedir. Ayrıca kimi zaman yardımların toplandığı bir yardım deposu olarak da değerlendirilebilmektedir.

Ayrıca afet zamanı temiz banyo ve tuvalet ihtiyaçları için de kütüphaneler kullanılmaktadır.

4-TOPLUM MERKEZİ: Kütüphaneler afet zamanlarında kendi işlevinin yanında geçici barınak ya da eğitim merkezi olarak da kullanılabilir. Örneğin Avustralya’da meydana gelen orman yangınları sonrasında evini kaybeden vatandaşlar ya da dumandan kaçarak evini terk edenler kütüphanelere sığınmışlardır. Kütüphaneler, sıcak havalarda soğuk ve soğuk havalarda sıcak bir mekan sunarak afetzedelerin huzur bulduğu bir mekan olabilirler.

Çocuk ve gençler için kimi zaman olumsuz hava şartlarından korunma, kimi zaman güvenli bir mekan ya da oyun alanı, bazen çalışma mekanı bazen sadece iletişim kurmadan resim yapma alanı olarak hizmet verir kütüphaneler. Uzman desteği ile psikososyal destek sağlayabilirler.

Halk kütüphaneleri afet zamanında ve sonrasında hizmetlerini sürdürmek ve toparlanmak için büyük gayret göstermelidir. Toplumu iyileştirecek umudu sunmak yine halk kütüphanelerinin görevleri arasındadır. Bu nedenle, örneğin Japonya’da meydana gelen deprem ve tusunamide ya da ABD’de meydana gelen Katrina kasırgasında yıkılan ya da hasar gören kütüphanelerin yerine hemen barınak kütüphaneler kurulmuş ve toplumun sakinleşmesi ve sürece ilişkin desteklenmesi buralarda sağlanmıştır. Amaç toplumun güvendiği mekanı ayakta tutmaktır.

Tam da bu noktada gerek yerel, gerek ulusal gerekse uluslararası kütüphane derneklerinin kütüphaneleri onarmak ya da yeniden inşası konusunda oluşturdukları kampanyalar bulunmaktadır. bkn. IFLA, ALA, ALIA vb.

Böyle zamanlarda kütüphane binasına erişemeyenler için gezici kütüphanelerin de büyük önemi vardır. Doğru bilgiye erişimin sağlanması ve wifi, bilgisayar gibi teknolojik hizmetlerin afet bölgelerine ulaştırılması için gezici kütüphaneler ile hizmet verilmektedir.

Doğal afetler ya da insanlar tarafından gerçekleştirilen doğal felaketler… toplumu etkileyen her durumda halk kütüphanelerinin mutlak rolü bulunmaktadır. Elazığ merkezli yaşanan deprem çevrede Kahramanmaraş, Diyarbakır, Bitlis, Adıyaman vb. birçok ili etkilemiştir. Bölgede bulunan kütüphanelerin vatandaşların yaşadıkları bu korkuyu atlatmakta aksiyon almaları kütüphanelerin bu toplumdaki yerinin altını çizecektir.

KAYNAKLAR:

http://library.ifla.org/1375/1/103-flaherty-en.pdf

http://theconversation.com/public-libraries-can-literally-serve-as-a-shelter-from-the-storm-83070

https://cpb-us-w2.wpmucdn.com/sites.udel.edu/dist/a/7158/files/2018/12/The-Role-of-Public-Libraries-in-Disasters-qbo3tu.pdf

https://ischool.sjsu.edu/ciri-blog/public-library-response-natural-disasters-whole-community-approach

https://digitalcommons.unl.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=2204&context=libphilprac

https://www.igi-global.com/chapter/the-natural-role-of-the-public-library/178779

https://ideaexchange.uakron.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1029&context=docam

https://www.njstatelib.org/wp-content/uploads/2013/01/The-Librarian-Guidebook-July-21-Final.pdf

Çocuk Kütüphanesi Gönüllülüğü: Bir Hayalin Gerçekleşmesi

Benim lügatimde gönüllülük, yapman gereken bütün işleri yaptıktan sonra arta kalan zamanda şunun da bir ucundan tutayım anlamına gelmiyor. Bana göre, değerler ve insanlık için yapılması gereken ne varsa sonuna kadar arkasında durma, hayatı güzelleştirme adına ortaya konacak bütün çabanın adıdır gönüllülük. Kitap ve boş zaman arasında sürekli bir ilişki kurulur ve kitap sanki boş zaman eğlencesi gibi sunulur. Oysa boş zaman veya kısmi bir zamanda kitaba yer açanlar ne yazık ki hayatta kütüphane, kitap ve gönüllük arasındaki ilişkiyi anlayamazlar.

Çocuk kütüphanesi gönüllüsü olmak; bir kişiyle başlayıp tüm ülkeye yayılmasını umut ettiğimiz bir fikir. Bu fikir yalnızca teorik düzlemde kalmayıp kısa bir zamanda ilk kıvılcımlarını pratik yaşama da geçirebildi. Sevgili Merve ile aynı gayede buluşup tanıştığımızdan bu yana oluşan gönüllülük esaslı çalışmalarımız zamanla şekillendi ve bir mesafe aldı.

Bu çalışmalar bazen bir kütüphanede masal okumak bazen minik okurlarla çocuk kitabı yazarlarını buluşturmak, bazen de annelere çocuk kütüphanelerinde gönüllük esaslı çalışmaların farkındalığını arttıracak programlar yapmak oldu.

PEKİ ÇOCUK KÜTÜPHANESİ GÖNÜLLÜSÜ NASIL OLUNUR?

Size en yakın bir kütüphaneye gidip birkaç çocukla masal saati yaparak da gönüllü olabilirsiniz, bulunduğunuz mahalledeki  idari birime, birkaç gönüllüyle başvuru yapıp burada bir çocuk kütüphanesi istiyoruz deyip bir mail atarak da olabilirsiniz, bir çocuk kitabı yazarına ulaşıp buyurun kütüphanede çocuklarla buluşun diyerek de gönüllü olabilirsiniz.

Benim hikayem bir masal etkinliğinde tanıştığım Kidnooks’un sahibi Ayşegül DEDE hanımefendiye kütüphaneye gelip “SESLİ KİTAP OKUMA  EĞİTİMİ” verir misiniz? sorusuyla başladı. Sağ olsun. Bu İstanbul’da yaptığımız ilk kütüphane etkinliği idi ve ilk kütüphane gönüllüsü olarak giriştiğim işti. Daha sonra birçok çocuk kitabı yazarına ve dergi editörüne mailler attım ve sosyal medyadan ulaştım. Nasrettin Hoca Çocuk Kütüphanesine davet ettiğim her yazar davetime icabet etti. Hamdolsun, herkesten çok olumlu yanıtlar aldım. Çünkü niyette sadece çocuklar vardı. Taş Masallarının yazarları Üsküdar Üniversitesi Öğretim görevlisi Elif Yaşar ve Kartal İmam Hatip Lisesinde öğretmen eşi Ümit Yaşar hocalarımız ikinci kütüphane etkinliğine katıldılar. Bir gezi vesiyle Bursa’ya yolum düştü Bursada gezilecek yerler arasında Lalapaşa Çocuk Kütüphanesini de eklemiştim. Burada gönüllü Masal Saati yapan Seher Kandemir hanımefendiyle kütüphane etkinliğimiz oldu. Kutupanne Kurucusu Merve Yavuzdemir İstanbul’da yaşayan Çocuk Kütüphanesi Gönüllüleriyle biraraya gelip, çocuklarımız için daha iyi neler yapabilirizi masaya yatırdılar. Yeni yeni fikirler oluştu ve hayata geçmeye başladı.

Amerikaya yaşayan bir arkadaşımız yaşadığı Eyalette bir kütüphanede,Ramazan Ayı müslümanlara saygıdan dolayı Çocuk Kütüphanesinde Kütüphane görevlilerinin İslamı anlatan çocuk  kitaplarını  ön raflara koyduklarını söyledi. Bu hem çok güzel bir davranış hem de kendi ülkem adına içlendiğim bir durumdu. Neden bizim Çocuk Kütüphanesinde böyle bir bölüm oluşmasın ki deyip, kolları sıvadık. On gün kadar kısa sürede sosyal medya aracılığıyla bir çok yayınevinde ulaştık ve kitaplarımız raflarda yerini aldı. Artık bizim de Ramazan Kitaplığı Köşesimiz oluşmuştu. Kurumum Diyanet Vakfı Yayınları, Erdem Yayıncılık, Kayalıpark, Nar Çocuk, Uğurböceği Yayınları kitaplığımıza katkıda bulundular. 40 hadis 40 inci kitabının yazarı Nezihe  İnçi Ak hanımefendi ise kendi kitaplarını kütüphaneye hediye ettiler. Kitaplık oluşmuştu ve geriye sadece gönüllülerimizle iftar yapmak kalmıştı. Kırk beş gönüllü katılımıyla belki de Dünyada ilk Masallı Kütüphane İftarını gerçekleştirdik. Elif Ümit Yaşar’la iftar sonrası  büyüklere Masal Saatimizi yaparken, Atölye Balıkla çocuklar resim atölyesi yaptılar. Kütüphane gönüllüleri durmak bilmeden kütüphaneler için çalışmaya devam ediyorlar. Yazın masal saati olmayan kütüphanelerde gönüllülerimiz Türkçe- İngilizce Masal Saati yapmaya başladılar.

 

Kütüphane kamusal haklarımız ve kamusal alanlarımızın farkına varmalıyız. Çocuklarımız kütüphaneyle yedi yaşında tanışmamalı.

Kütüphaneler sadece kitap okunan alanlar da değildir.Saatlerce fuarlarda kitap yazarıyla tanışmak için bekleyen kuzular, belli bir ücret karşılığında masal saatlerine katılabilen çocuklar kadar şanslı değillerdi maalesef. Kütüphaneler ise her çocuğa eşit hakları sunan sosyal yapılardır. Her anne belli bir bedel ödemeksizin kitap alıp, masal dinleyebilmeliydi bu mekanlarda.

Kütüphaneler herkesin ulaşımına açık mekanlar olması hasebiyle okurlarına bu hakkı sunmalı diye düşünüp elimi taşın altına koydum. Herkes bir yazara mail atıp ‘bizim kütüphanemize gelip çocuklarımızla tanışır mısınız?’ diyebilme özgürlüğüne sahip.

Çoğunlukla yazarlar böylesi bir teklife olumlu yanıt verecektir. Zira çocuklar için yazan yazarlar çocuklarla buluşmak isteyeceklerdir.

İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi

İZMİR ATATÜRK İL HALK KÜTÜPHANESİ KEŞFİ

               Tatile çıkmadan önce yaşadığımız yerde kayıtlı olduğumuz kütüphanemize giderek okumuş olduğumuz tüm kitapları iade ettik ve yenilerini almadık. Neden dersiniz? Tatil için gitmeyi planladığımız şehirlerdeki yeni kütüphaneleri keşfetmek ve yeni kitaplar alabilmek için.

               Tatil için gittiğiniz şehirlerde nereleri ziyaret ediyorsunuz? Tarihi mekanlar, turistik yerler, doğal güzellikler, müzeler, yöresel tatların sunulduğu restoranlar… İlk akla gelenler bunlar değil mi? Peki ya kütüphaneler? Biz “Neden olmasın” diyerek çıktık yola ve ilk durağımız İzmir’deki Atatürk İl Halk Kütüphanesi oldu. Kütüphane İzmir’e gelen herkesin bildiği ve ziyaret ettiği Konak İskelesi, Tarihi Saat Kulesi ile Tarihi Kemeraltı Çarşısının da olduğu Konak’ta bulunmaktadır.

  

 

 

 

 

 

 

 

Kütüphane iki bölümden oluşuyor; Yetişkin Bölümü ve Çocuk Bölümü. Çocuk Bölümü kitap yönüyle oldukça zengindi. Daha önce gittiğimiz kütüphanelerde karşılaşmadığımız pek çok kitabı burada bulma şansımız oldu. Okul öncesi ve okul çağındaki iki oğluma da onların ilgileri doğrultusunda, birçoğunu daha önceden araştırıp okuma listemize eklediğimiz kitaplardan aldık.

    

Kütüphanede dikkatimizi çeken diğer güzel bir özellik de hem kitapların sunumu hem de okuma-inceleme yapabilme açısından farklı köşelerin oluşturulmuş olması. Örneğin, süreli yayınların ve ansiklopedilerin bulunduğu bölümde deniz konsepti ile bir yelkenli gemi, güvertesinde kitaplar ve iki yanında da oturma yeri bulunuyor. Diğer yandan, kitaplar tren vagonlarının içine yerleştirilmiş, farklı renklerdeki puflar ve sedirlerle kütüphane ortamı zenginleştirilmiş. Yine masaların orta kısımları boş bırakılarak buralara da kitaplar yerleştirilmiş. Miniklerin daha rahat inceleyebilmeleri için de hem yaşlarına hem de boylarına uygun kitap köşeleri oluşturulmuş.

 

 

  

Kütüphanede bu güzel ortamın yanında, kütüphanenin aktif bir şekilde kullanılıyor olduğunu görmek de bizi çok mutlu etti. Biz kitaplarımızı incelerken farklı yaş gruplarındaki çocuklar anne, baba ya da dedeleriyle kütüphaneye gelip daha önce aldıkları kitapları iade edip yenilerini aldılar. Hatta çok da sevimli bir olaya tanıklık ettik. Bir anne kızıyla gelmişti kütüphaneye. Kitaplarını seçtikten sonra kütüphane görevlisinin yanına gittiler. Ellerinde bir de paket vardı. Anne bu paketi görevliye uzatırken bir taraftan da kızıyla ilgilendiği ve kütüphaneyi ona sevdirdiği için ona teşekkür ediyordu. Bu benim için kütüphanelerin tekrar cıvıl cıvıl çocuk sesleriyle ve çocuk neşesiyle canlanacağı günlerin çok yakın olduğuna dair inancımın daha da artmasını sağladı.

Bu güzel günden bize hatıra kalan tekrar tekrar okuduğumuz kitaplarımızdı.

Misafir Yazar

Erzurum Çocuk Kütüphanesi ve Kütüphanede Piknikli Masal Saati

Zeynep Zühre’ye yeğenleriyle çocuk kütüphanesine gideceğiz dediğimde “Oleyyy!!” diyerek seviçle bağırdı..

İstanbul’da çocuk kütüphanesi etkinliklerinden bildiğimiz çocuk kütüphanelerinin Anadolu’da nasıl olduğu konusunda kafamda soru işaretleri vardı. Çocukları toplayıp kütüphane yoluna düştük.Giriş kısmında oyun treni ve büyükçe bir oyun parkıyla 2014 yılında hizmete girmiş,Erzurum Çocuk Kütüphanesi bizi karşıladı..

Kafamdaki soru işaretleri kayboluyordu.

Yumuşak sesi ve babacan tavırlarıyla kütüphane görevlisi Asım Bey bizi karşıladı. Kütüphane ve bahçesini gezdirip, kızlara oyuncak köşesini tanıttı.

Üç buçuk, iki buçuk ve on iki aylık yaş grubundan oluşan üç çocukla yaklaşık üç saat çıkamadığımız kütüphanenin, üç bin kayıtlı üyesi ve yedi bin çocuk kitapları mevcut.
Bahçesi,meyve ve çam ağaçları ile kaplı kütüphane içinde iki büyük oyun parkı var.Çitlerle kapalı güvenli bu geniş bahçede huzur ve yeşillik bir arada…


Kütüphane yazın mis çam kokusu ve Erzurum Palandöken dağlarından gelen serin havanın etkisiyle inanılmaz güzel bir ortama dönüşüyor.
Piknik yapılabilecek, masal saatlerine doyulmayacak alanın bahçe işlerini gönüllü kütüphane görevlisi yapıyormuş.


Anadolu’nun sıcak yüzünü Kütüphanede de görmek beni ve kuzuları inanılmaz mutlu etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı kütüphane, haftanın altı günü beşe kadar açık ve dört görevli hizmet veriyor.

Süreli yayınlar, çocuk kitapları bölümü, oyuncak, bilgisayar oyunları köşesi ve bilim köşeleri mevcut. Özelllikle oyuncak ve bilim köşesine bayıldık. Kalbin çalışmasını anlatan cihaz,cazibe merkezi oldu. Dinozor ve timsah oyuncaklar da cabası…

 

Kütüphane görevlisinin babacan tavırlarıyla kütüphanede daha uzun kalmamıza neden oldu.
Küçük bir masal saati yaptık ve mutlu bir şekilde kaydımızı yaptırıp kitaplarımızla ayrıldık…

Asım Sevinç Beyden bir dahaki masal saati için gün istedim. Bütün kapıların çocuklara ve annelerine açık olduğun söyledi. Bir  hafta sonra on beş katılımcı anne ve on bir katılımcı çocukla kütüphane bahçesinde oldukça kalabalık bir buluşma gerçekleştirdik. Kütüphane bahçesindeki parklarda oyun, piknik ve sonrasında masal saatiyle biten gün çocuklar için mutluluk dolu kütüphanede birgün olarak hafızalarına kazındı. .” Değnek Adam ve Ayılar Kitap Okumaz” kitaplarına bayılan çocuklar kütüphane kayıdı yaptırıp bu ve daha birçok kitabı almak için yarıştı..

Erzurum’da çocuk kütüphanesinden habersiz olan annelerden mutlu mesajlar almak beni daha da mutlu etti.

Bu masalsı çocuk kütüphanesi Dadaşkent Erzurum’da. Yolu Erzurum’a düşen serin çam ağaçları gölgesinde bir bardak çayla bir masal saati yapsın. Bu güzel kütüphane gibi Anadolu’nun birçok çocuk kütüphanesi kapılarını bize açmış bekliyor. Gitmeden bilemeyiz. Görmeden anlayamayız. En yakın zamanda bulunduğunuz İl’deki Çocuk Kütüphanesini ziyaret edin derim pişman olmayacaksınız 💕Bekleriz böyle güzel bir çok kütüphaneye 💕

Metro’da kütüphane: New York Subway Library


New YORK metro ağının Brooklyn-Manhattan- Quenss hattında giden treni “METRO KÜTÜPHANESİ” olarak dekore edildi.

10 kompartımanın içindeki oturma yerleri, kütüphane raflarındaki kitap görüntüsüyle kaplandı.

Ayrıca, altı hafta süresince, metro kütüphanesinde ücretsiz indirilebilecek elektronik kitap hizmeti uygulamaya sokuldu.

Bu hizmetten yararlanabilmek için kütüphane görünümlü treni kullanmanız da gerekmiyor. Herhangi bir metro istasyonuna girdiginiz ve metronun kablosuz ağına bağlandığınız an, subwaylibrary.com adresine girip, kitaplari inceleme ve indirme imkanını buluyorsunuz.

The New York Public Library, Brooklyn Public Library, Queens Library, the Metropolitan Transportation Authority ve Transit Wireless ortaklığı ile gerçrkleştirilen proje ile kısa yolculuklar için kısa öyküler; aktarmalı yolculuklar ya da iptal edilen seferlerde daha uzun romanlar sağlanmış.

Zaten ücretsiz wifi hizmeti sunan New York Metro ağı internet kullanımını böylece sosyal medya kullanımından bir tık daha öteye taşıdı.

Daha fazla bilgi için: https://mobile.nytimes.com/2017/06/08/nyregion/new-york-today-subway-library-mta-nypl-frank-lloyd-wright.html

Fotoğraflar NYPL web sitesinden alıntıdır.

Çocuklarda Kütüphane Aidiyeti Geliştirmek Üzerine Gözlemler

Kütüphaneleri fiziksel mekanlar olarak var etmekten öte, etkili kullanılan alanlar haline getirmek için, bütün kullanıcılar için aidiyet hissi geliştirmek şart. Peki nedir aidiyet? Bir çocuk bir kütüphaneye nasıl ait hissedebilir? Buradaki tecrubelerimden yola çıkarak düşüncelerimi yaşayan örneklerle yazdım.

Çocukları birer kullanıcı olarak kabul etmek ve onlara bunu hissetirmek

Yaşı kaç olursa olsun, çocuklar kütüphanenin üyeleri ve kullanıcılarıdır (ya da olmalılar). Yetişkin üyelere sağlanan imkanlar, onlara da sağlanmalıdır. Örneğin, kütüphanenin internet sitesini ziyaret eden bir çocuk, kendisine ayrılmış bir sekme bulabilmeli.

Aşağıdaki linkteki örnek; Şikago Halk Kütüphanesi  sayfasından. Çocuklar yaş gruplarına göre ayrılmış sekmelere  tıklayarak sitede gezinebiliyorlar. Çünkü onlar da birer birey ve sayfayı yetişkinler gibi kullanma hakları var.

https://www.chipublib.org/browse/kids/

Fikirlerini, önerilerini ve hislerini ifade etmelerine olanak tanımak

Buradaki çocuk kütüphanelerinde çok anlamlı bir uygulama var. Çocuklardan oluşturulmuş bir danışma kurulu onların sesini temsil ediyor. Kütüphaneyle alakalı öneriler, yeni uygulamalar, eksiklikler vs. bu kurulda tartışılıyor. Toplantılarda sevilen abur cuburlar da oluyor elbette 😉 Gönüllülük esasına dayalı katılımlar kayda alınıp özgeçmişlerine ekleniyor.

Not: Burada gönüllü aktiviteler, sınav notlarınız kadar önemlidir.

Bir diğer uygulama ise çocuk dergileri. Çocuklar kendileri için kendi dergilerini çıkarıyorlar. Hislerin ve düşüncelerin kaleme alındığı, değer gördüğü, basıldığı bir kütüphane, elbette senin mekanın olacaktır.


Kaynak: http://www.wasatch.lib.ut.us/events/calendar.i?cmd=view&eid=61
Farklılıkları kapsayıcı olmak

Yaşadığımız yerde Asya kökenli insanlar yoğunlukta. Mahallemizin kütüphanesi de bunu göz önünde bulundurarak, Asya köşesi yapmış. Oranın kültürüne dair kitap, dergi, CD gibi materyalleri o köşede toplamış.

Aynı kütüphane ramazan ayında da ramazan serisi hazırlamış. Kütüphane sizin altyapınızı, değerlerinizi, farklılıklarınızı önemsiyor ve değer veriyor. Peki, siz de böyle bir yere kendinizi ait hissetmez misiniz?

İhtiyaçlarına cevap verebilmek

Bir çocuk kütüphanede sadece kitaba ihtiyaç duymaz. Fiziksel imkanlar önemlidir ama kütüphaneler bunlardan ötesidir. Ödev yardımı sağlayan, 2. dilde danismalik veren, ücretsiz özel ders veren (yine gönüllülük esasıyla) bir mekansa kütüphane, kitaptan masadan fazlasıdır elbette.

Kaynak: https://www.chipublib.org/browse/kids/

Özetle, kucaklayıcı, işbirliğine açık ve elverişli olmak, çocukların kütüphanelere aidiyet geliştirmesi için önemsenen kavramlar.

 

Kütüphanede Bir Etkinlik Günü: Yazarımla Tanışıyorum, Fransa

Bahsedeceğim etkinlik iki günlük bir programdı. İlk gün başka bir kütüphanede yazarla tanışma ve imza günü, ertesi gün daha başka bir kütüphanede ise aynı yazarın kitaplarındaki kahramanlarla hazırladığı mini tiyatro ve resim atölyesi şeklindeydi. Bu etkinlik 4-10 yaş arası çocuklar içindi. Biz ilk günkü tanışmaya katılamadık, ikinci günkü etkinlik ise şu şekilde gerçekleşti…


Çocuk kitapları yazarı Tullio Corda İtalyan asıllı, yazar ve illüstratör, Fransa’da Lyon şehrinde ikamet ediyor.

Kütüphanede küçük bir salonda 10-15 kişilik bir çocuk grubu vardı.

Yazarımızın sevimli küçük bir sahnesi vardı, aynı bizdeki Hacivat Karagöz orta oyunu sahneleri gibi.

Sahnenin arkasında durup bir taraftan resimleri değiştiriyor bir taraftan da canlandırma seklinde kitaptan bolümler okuyordu. Kimi zaman da değişik malzemeler kullanarak sunumu canlandırıyordu.

Daha sonra programın ikinci bölümünde çocuklar masalara geçtiler, her birine kağıt, fırça ve boyalar verildi.

Yazarımız aynı zamanda illüstratör de olduğu için çocuklara kitabındaki bazı hayvan figürlerini kolayca yapabilmeleri için yol gösterdi. Civciv, tavuk ve kedi resimleri yaptılar birlikte.

Sonunda da herkes yaptığı resmini alıp eve döndü.
Bu etkinlikte kızım katılımcıların içinde en küçüğü sayılabilirdi. Kızım resim yapmaya çok ilgili değildi ama bu etkinlikle birlikte ilgisi biraz daha artmış oldu. Bu tarz ortamlarda daha fazla sosyalleştiğini fark ediyorum, tanımadığı insanlarla topluca bir çalışma içinde olmak. Hem de bunun her zamanki alıştığı kütüphane ortamında ve ücretsiz olması çok önemli. Kazancı bol bir program da bu şekilde bitmiş oldu,

bakalım bundan sonra nasıl programlar bizi bekliyor, KÜTÜPHANEDE?

Misafir Yazar

Kütüphane Kültürünü AVM Kültürüne Ezdirme!!!

Git gide daha da fazla ”tüketim toplumu” haline geliyoruz. Ürettiğimizden fazlasını tükettiğimiz yetmiyormuş gibi, ihtiyacımızdan çok fazlasında da gözümüz kalıyor. Moda olanın ne olduğunu bilmem ama toplumumuzda en  önde gelen trend ”tüketim” ve bunun mekansal yansıması ise alışveriş merkezleri. Alışveriş merkezleri artık bir ihtiyacı değil, alışkanlıkları temsil ediyor. Sevdiklerimizi ziyaret etmeye üşenirken alışveriş merkezlerine yoklama verir gibi her hafta en az 1 kez uğramadan rahat edemiyoruz.

Günümüzde ailece yapılan dış mekan etkinliklerde birinci sırayı alması da cabası… Bunun birbirini etkileyen nedenleri var elbette… Belki biz istediğimiz için çok ulaşılabilir yerlerde konumlandırılıyorlar ve sayıları her geçen gün artıyor, belki de öyle oldukları için hayatımıza daha da çok giriyorlar…

Birçok ülke gibi ABD’de alışveriş merkezleri şehirlerin dışına konumlandırılmış durumda. Eğer AVM’ye gidecekseniz bunun için bir gününüzü ayırmanız gerekiyor. En az yarım saat mesafede olan bu alışveriş merkezlerine bu nedenle ihtiyaç olduğunda ve hatta ihtiyaçlar biriktiğinde gitmeyi tercih ediyor orada yaşayanlar.

Bir düşünün ki örneği Ankara Merkez ilçelerinde bulunan AVMler olmasa…. ne kadar alan ve o alanlara hizmet veren yollar boşalırdı…

Peki AVM yoksa bu alanlarda neler var??? Cevap veriyorum… KAMUSAL KULLANIMLAR…. Parklar, meydanlar, pazarlar, yaya yolları, festival alanları, spor sahaları, buz pateni pistleri, atlıkarıncalar…. ve tabiiii KÜTÜPHANELER!!!

Durum böyle olduğunda alışveriş merkezlerinde tükenerek ve tüketerek geçen gün sayısı ayda bire düşerken, haftasonu ailece yapılacak etkinlikler arasına kütüphane etkinlikleri, sinema, tiyatro, kano yapmak, doğa yürüyüşü, dede torun balık tutma yarışması, tebeşirle kaldırım boyama festivali, elma toplama şenlikleri, hasat kutlamaları gibi birçok anısal nitelikte aktiviteler giriyor. Böylesi etkinlikler; içerikleri ve yapıldıkları mekan ile hitap ettikleri kitle göz önüne alındığında gerek aile ve akraba bağlarını kuvvetlendirirken diğer yandan sa toplumun çevresinden daha haberli ve bu nedenle daha duyarlı olması ve sosyal bağları daha güçlü ve bu nedenle vatanına karşı aidiyet duygusu gelişmesi destekleniyor.

Kütüphaneler hiç bir ücret ve ön şart olmaksızın sundukları hizmet çeşitliliği ve kalitesi ile tüm bu kamusal kullanımlardan ayrılarak göze çarpıyor. Her türlü bilginin çok çeşitli yollarla topluma ulaştırıldığı bu mekanlar geçmişe dair bağları koruyarak bugünü anlamaya ve geleceğe dair daha hazırlıklı olmaya teşvik ediyorlar.

Küreselleşme ile sınırların kaybolmasının ardından dünyanın öbür ucundan eş zamanlı bilgi sahibi olan birey, yereldeki sosyal bağlarını kaybederek alt komşusunu tanımaz hale gelirken, bu bağı sunduğu programlarla (Masal Saati, Aile film matinesi, örgü kulübü, yetişkinler boyama topluluğu… vb)  yeniden kuran ya da koruyan yegane kamusal birimdir bence KÜTÜPHANELER!

Ülkemizde İstanbul’da 100 civarı olmak üzere neredeyse 400 AVM bulunmakta. Buna karşın 1166 adet halk kütüphanesi olmak üzere, akademik, özel, okul, belediye vb. 30.000’e yakın kütüphane bulunuyor. Yaşadığımız şehirdeki AVMlerin en az %50sinden haberdarken kütüphanelerin çok azını duymuş ve neredeyse bir elin parmaklarını geçmeyecek kadarına gitmişizdir.

Aradığımız bir pantolonun (ki evde 10 tane varken bu 11. tamamen hedonik nedenlerle ilgi alanımıza girmiştir)  bedeni olmadığında hoop başka bir avm ye giderken… hem de hiç üşenmeden… çocuklarımıza internet üzerinden kitap seçiyoruz… istediğimiz kitabı bulamadığımızda vazgeçiyoruz… Oysa kitap okuma öncesi ve sonrası da olan bir serüvendir…

Kütüphaneye gider önce ortama alışırsınız çocuğunuzla… Ben pek karışmam kütüphanede çocuklarıma. Özgür hissetmeliler bence kendilerini bu ortamda. Raflardan raflara koşar kitaplar bulurlar, okumayı bilmelerine gerek olmadan dizerler kitapları  o an gözlerine kestirdikleri bir mekanda… Sayfaları karıştırırlar.. dokunurlar, bakarlar, koklarlar… ve almaya karar verirler. Evde, arabada, bahçede, otobüste… nerede isterlerse okurum kitaplarını ve bir süre sonra kendileri okurlar birbirlerine… sona konuşuruz kitabın üzerine, bazen resim çizeriz, bazen bir geziye çıkarız kitaptan esinlenip, bazen bir şarkı olur dinleriz bazense film ile pekiştiririz… Bir sonraki gidişimizde aynı yazarın kitabını ararız mesela, bulamazsak… İŞTE O ZAMAN BAŞKA KÜTÜPHANEYE KOŞARIZ… YOKSA BİR BAŞKASINA… çünkü kitaplar için değer… yeni kütüphaneler görmek için değer…

LÜTFEN

KÜTÜPHANE KÜLTÜRÜMÜZÜ

AVM KÜLTÜRÜNE EZDİRMEYELİM

ÇOCUKLARIMIZI KÜTÜPHANELERE GÖTÜRELİM!

KÜTÜPHANE DEYİNCE…

Kütüphane deyince…
Benim için manevi anlamı çok büyük ve değerlidir. Zaten kendimi bildim bileli kitaplara, kağıda ve kaleme ayrı bir sevdam vardır. Çok da severim yazmayı, bilen bilir beni… Kütüphane işte bunların hepsini kucaklayan bir yuva gibi sanki… Hayatimi kütüphanelerde geçirdiğimden değil bu duygularım genlerimden belki… Dedem, canım dedem… hiç göremediğim 1970lerde Hakkın rahmetine kavuşan  dedem… hiç görmediğim halde içimde bir parçasını hissettiğim ve gönülden çok ama çok sevdiğim ve bir o kadar da saygı duyduğum Kütüphane Müdürü Hasan ÖZBAŞ… Benim canım dedem….
En son görev yeri Bodrum Halk Kütüphanesinde izlerini takip ettiğim… El yazılarînda duygularını hissettiğim…

 

Bodrum Cevat Şakir İlçe Halk Kütüphanesi
Kütüphane Müdürünün Odası
Bundan iki sene önce Bodruma tekrar yolumuz düştüğünde gezip fotoğraflama imkanı bulmuştuk.
Canım oğlum Hüseyin Emir o zamanlar 2 yaşındaydı ve Büyük Dedesinin zamanının büyük bir çoğunluğunu geçidiği kütüphaneden o da cok hoşlanmıştı.
Konu kütüphane olunca bunlardan bahsetmeden geçmek olmazdı tabii… Ama söylediğim gibi kütüphane sevsem de hayatınî kütüphanede geçirmiş biri değilim. Genlerimde olsa da ne yazik ki kültürümüzün bir parçasiı değil kütüphaneler. Hatta şöyle kısaca bir açıklama getirmek gerekirse:

————————————————————————————————————————–
kütüphane (TDK )

1. isim Kitaplık
Kütüphane çalışması sırasında aldığım notlar, romanda kullandıklarımın bir katından çoktu.” – A. Ağaoğlu
2. Kitap satılan dükkân, kitabevi

Kaynak: TDK

————————————————————————————————————————–
library (Kutuphane) (Oxford Dictionary)

noun (plural libraries)

1A building or room containing collections of books, periodicals, and sometimes films and recorded music for people to read, borrow, or refer to:a school library[AS MODIFIER]: a library book

Kaynak: Oxford Dictionary

————————————————————————————————————————–

Bu nedenledir ki bizim kültürümüzde kütüphaneler içinde “yaşanılacak” mekanlar olarak ne yazık ki kurgulanmıyor ve de algılanmıyor.
Oysa Amerika’da kütüphane başlı başına “bir yaşam alanı“…
  1. Kent içindeki konumları
  2. Bina planları
  3. Giriş kapısından başlayarak gerek bilgilendirme notları gerekse personelin yaklaşımı
  4. İçindeki materyaller ( ki bunu cidden açmalıyız. Kitaplar, dergiler, CDler, Koltuklar, Masalar, Oyuncaklar, Bekleme Alanları, Bilgisayarlar vb.)
ve belki şu an hatırlayamadığım bir cok konuda insanı kendine çeken, bağlayan ve tekrar gitme arzusu uyandıran çok önemli sosyo-kültürel mekanlar kütüphaneler…
Çok önceden belirlenmiş programlarını incelediginizde halkın her kesimine yönelik çok geniş bir yelpaze sunduklarını da görebiliyorsunuz. Örnegin, 3 yaşından kucuk çocuklara müzik eşliğinde hikayeler anlatîrken, daha büyüklere süper kahraman hikayeleri anlatıyorlar ya da yetişkinler icin tartışma platformları sunarken gençlere bilgisayar programlamayî öğretiyorlar… sadece bununla da kalmïyor yoga bile yaptırıyorlar :))
Geçenlerde Dewitt Halk Kutuphanesine rastlamıştık ve bir göz atmıştık. Gerçekten keyifliydi ama cok zamanımız yoktu.
 Dewitt Community Library
Çocuk Bölümü

 

 Bebekler için Dokun ve Hisset Kitabı ile imtihan
Baktık ki bu bir kültür ve sosyalleşmeye de ihtiyacımız varken bugün de Fayetteville Free Library yollarına düştük. Tam 2 saati nasıl geçtiğini anlamadan kütüphane geçirdik. Biri 4 ve diğeri 1 yasında iki çocuk ile ev dışında hiç bir mekan böylesine kucak açamazdı herhalde… Hiç sıkılmadan, hiç ağlamadan, sızlanmadan geçen 2 saat ve sonunda sevdiği kitap ile eve dönmenin tarif edilemez mutluluğu…
Cocuk Bolumunun olmazsa olmazlari egitici ve eglenceli oyuncaklar tabii.. Oyuncaklar ozenle secilmis, genel olarak ahsap malzeme… Beceriye ve hayal gucune dayali oyuncaklar ozenle secilmis. Boylece cocuklari sinirlandiran hic birsey yok. Hayallerinde ne varsa yapabiliyorlar.

 

 

Ozellikle kuklalar bizimkilerin ilgisini hatta yalan olmasin benim de ilgimi cok cekti. Gercekte cok secitli ve cok kaliteli malzemeden yapilmis bir cok kukla ve kukla sahnesi vardi.
Trenlerle oynarken bir ara bir yogunluk oldu ve Huseyin Emir endiselenmeye basladi. Burda da anne destegi devreye girdi ve birlikte buyuk bloklar ile cok guzel kuleler ve yollar yaptik. Sonra bir baktik herkes Huseyin Emirin mekanina gelmis :)) Farkli ve yeni olan her zaman caziptir prensibi 😛

 

 

Kutuphanede okul oncesi ve sonrasi cocuklar icin ayristirilmis bilgisayarlar vardi. Iclerindeki egitici programlarin siniri yoktu. Gerci etraftaki diger aktiviteler o kadar ilgi cekiciydi ki cocuklar normalde bagimlisi olmaya meyilli olduklari ekranlardan yuz cevirdiler dogrusu.
Sonrasinda lego bolumune gectik… O kadar cok cesit parcanin icinde ben bile bir an afalladim. Gercekten hayalgucunun ve yapilabileceklerin siniri yok ve bu kutuphane bunu desteklemek icin ne gerekiyorsa yapmisti.
Resim cizmek bu kutuphanede yapilabilecek en siradan is olsa da yine de boyalara goz atmak Beyza icin eglenceli ve kesfedegerdi.
Bu sure icerinde oglum ve kizim ilgilerini ceken bir iki kitap begendiler ve o kitaplarla eve donmek onlari cok mutlu etti. Bir de tabi cikarken kutuphane calisanlarinin hediye ettigi stickerlar var… burda havaalani, kutuphane, market gibi sosyal alanlarda cocuklar biraz huysuzlandiginda gorevliler birden bir yerden bir sticker cikariyorlar ve bu yontem cocuklarin sakinleserek mutlu olmasinda buyuk olcude ise yariyor:)) cocuklara verilen deger..
Sonuc olarak;
benim gordugum sadece ve sadece cocuk bolumuydu. icerisinde sayamayacagim farklilikta aktiviteler barindiran bu mekanlar gercekten sosyal anlamda insanlari tatmin edecek olcude ozen gosterilmis yerler.
Cocuk bolumunde cocuklar gercekten ozguler, gonullerince oynayip, istedikleri herseyi hersekilde inceleyip kesfedebiliyorlar… kimse duzen takintisi ile onlari bolmuyor ya da kisitlamayor… anneler, ananeler, babalar ise keyifle cocuklarini izlerken bazen onlara eslik ediyor bazense birbirleri ile sohbet ederek zaman geciriyorlar…
Diger yandan Ankara’da “avm kulturu” icinde sikismis… hic bir getirisi olmayan, kendini tekrar eden, aktiviteden ote hedonik tuketimin bir parcasi haline gelmis, herseyin sinirli oldugu ve cocuklar adina hic bir paylasimin yasanmadigi bir kultur olusturulmaya calisiliyor… parklar icerilere tasiniyor… Ozel olarak hic bir mekan cocuklar icin dusunulmuyor. bunu gittigimiz yerlerde cocuk parklarinin elverissiz bolumlerde olmasindan vb. olaylardan goruyoruz… Aslinda hersey “cocuga saygidan” geciyor… cocugu anlamak… saygi duymak… cocugu bilmek… zor degil elbette ama istemek gerekiyor…